Fıstık ezmesi öyküsünün nasıl başladığından daha önemli bir yerdesiniz aslında şu anda. Tam olarak öykünün içinde. Bu yolculuk, uzun yıllar kurumsal hayatta kendine nefes alacak bir yer; küçücük bir aralık arayan birinin yolculuğu. Nefesini ve heyecanını yer fıstığı kabuklarının arasında bulan, anılarını kavanoz kavanoz size ulaştıran birinin…

Kabuklarını tek tek ellerimle soyarak başlattığım ve bir terapiye dönüşen üretim süreci, bana hayattan gerçekten ne istediğimi hatırlatmıştı. Ultra maraton çadır kamplarında protein kaynağım olan yer fıstığı ezmesinin günün birinde yeni hayatımın başlangıcı olacağını kim bilebilirdi ki? Halbuki ben sadece onları yiyerek uzun, upuzun dağ yollarında günleri geceye çevirerek koşacaktım. Onlar yaptı her şeyi; kaşıktan kaşığa, kulaktan kulağa yayıldılar. Kamplarda, yer sofralarında, sırt çantalarında başlayan öyküleri, şu anda Türkiye’nin en güzel mekanlarındaki raflarda ve sizin kahvaltı sofralarınızda devam ediyor.

Bütün uğraşım, ülkenin en iyi fıstık ezmesini üretebilmek için. Hayallerime, evini ve iş yerini açan herkes bu masalın kahramanıdır; hem de en az benim kadar…

Merve Ülker